15 Kasım 2024 Cuma

Tayland

 


Bangkok’un Renkli ve Canlı Dünyasına Yolculuk

Singapur’un modern yüzünü ve Changi Havalimanı'nın etkileyici atmosferini arkamda bırakarak Tayland’a doğru yola çıktım. Bu kez rotam Bangkok’tu. Asya turumda, Hindistan ve Hong Kong’un ardından farklı bir kültürle tanışmak, keşiflerimi daha da heyecanlı hale getirdi. Bu şehirde yaşadığım deneyimler, kalbimde unutulmaz anılar bıraktı.

Mobil Uygulamalar ve Toplu Taşıma

Tayland seyahatim boyunca genellikle mobil uygulamalar üzerinden taksi çağırarak veya toplu taşımayı kullanarak şehri keşfettim. Bangkok’un toplu taşıma ağı oldukça gelişmiş ve modern; özellikle Skytrain ve metro hatlarıyla rahatça dilediğiniz yere ulaşabiliyorsunuz.

                                                                       
Hindistan'da şehirler arası yolculuklarımda otobüs ve tren yerine iç hat uçuşlarını tercih etmiştim, ancak Bangkok’ ve Singapur'da çoğu yere toplu taşıma ile ulaşmak oldukça kolay ve hızlıydı.

 Sıcak İnsanlar ve Butik Otel Deneyimim

Bangkok’a ilk adım attığım andan itibaren, şehir beni sıcak ve enerjik havasıyla karşıladı. Özellikle insanların yardımseverliği ve pozitifliği dikkatimi çekti. Yol sorduğumda, haritaya bakmak için duran, gülümseyerek yön tarif eden birçok insanla karşılaştım. Bangkok’un enerjisi o kadar güzel ki, burada yabancı gibi hissetmiyorsunuz aslında bu bütün asya ülkeleri için geçerli diyebiliriz


Kalmak için seçtiğim butik otel ise tam bir huzur yuvasıydı. Odalar son derece temiz, düzenli ve rahattı. Otel çalışanları her zaman güleryüzlüydü ve bana Tayland kültürü hakkında birçok ilginç bilgi verdiler. Bangkok’un karmaşasından kaçıp huzur bulmak için harika bir konaklama noktasıydı.

Sürpriz Bir Tanışıklık: Türkçe Bilen Alman Genç

Bangkok'ta kaldığım süre boyunca farklı insanlarla tanışma fırsatı buldum. Ancak en ilginç anlarımdan biri, Türkçe konuşabilen Alman bir Erasmus öğrencisiyle tanışmam oldu. Sohbet ederken, bir dönem Ankara’ya Erasmus programıyla gelmiş olduğunu öğrendim. Türkiye hakkındaki güzel anılarını ve Türk yemeklerine olan sevgisini dinlemek oldukça keyifliydi. Bu genç adamla tanışmak, Bangkok’ta farklı kültürlerin nasıl iç içe geçtiğini bir kez daha gösterdi.

Yağmurlu Bir Günde Köprü Altında: Seyyar Satıcılarla Dayanışma

Bangkok’ta yağmur bazen aniden bastırabiliyor. Bir gün yağmura yakalandığımda, köprü altındaki seyyar satıcıların yanına sığındım. O anda o insanların yaşam mücadelesine tanık oldum ve elimden geldiğince yardım etmeye karar verdim. Sıcakkanlı satıcılarla birlikte tezgâh kurmaya ve ürünlerini düzenlemeye yardımcı oldum. Kendi aralarında sohbet ederken bana hikayelerini anlattılar; bu samimi anlar, seyahatimin en anlamlı deneyimlerinden biriydi.



Çiçek Kolyeler ve Gitar Sesleri

Bangkok’taki son günümde, kaldığım otelde küçük bir gitar buluşması organize ettik. Otel çalışanları ve birkaç misafirle birlikte şarkılar söyledik, müziğin diliyle tanıştık. Sonrasında sokaklarda dolaşırken tanıştığım bir teyze ile birlikte çiçek kolyeler yapmaya başladık. 



Tayland’da çiçekler, kutsal ve özel bir anlam taşır; özellikle tapınak ziyaretleri ve festivallerde sıklıkla kullanılır. O teyzeyle birlikte çiçek kolyeler yaparken, el becerimi geliştirirken bir yandan da Tay kültürünün detaylarını öğrenmek harika bir deneyimdi.

Bangkok’un Su Yolu: Tekne Turları


Bangkok’ta en keyif aldığım deneyimlerden biri ise Chao Phraya Nehri’nde bindiğim teknelerdi. Su yolları, şehrin trafiğinden kaçmak ve tarihi yapıların arasında dolaşmak için harika bir yol sunuyor. Tekneyle gezerken, tarihi tapınaklar, geleneksel Tay evleri ve modern gökdelenlerin bir arada nasıl uyum içinde durduğuna şahit oldum. Nehir boyunca süzülürken, şehirde yaşanan hayatı bir kez daha farklı bir açıdan gözlemleme fırsatım oldu.

Sokak Lezzetleri: Beklenmedik Tatlarla Dolu Bir Serüven

Bangkok’un renkli ve hareketli sokaklarında dolaşırken, şehrin sokak lezzetleri beni hem şaşırttı hem de etkiledi. Tayland mutfağını ne kadar çok duyarsanız duyun, yerinde deneyimlemek apayrı bir tecrübe. 

Bangkok’un sokakları, gündüz ve gece fark etmeksizin adeta bir açık hava restoranı gibi; her köşede buharlı tencereler, kızartma tavaları ve aromatik baharatların yaydığı nefis kokularla karşılaşıyorsunuz.



Yüzen Pazarlar: Suyun Üzerindeki Renkli Şölen

Bangkok seyahatimde beni en çok etkileyen deneyimlerden biri de yüzen pazarlar oldu. Tayland’da yüzen pazarların köklü bir geçmişi var 



bu gelenek, özellikle Bangkok’a yakın kasabalarda hala canlılığını koruyor. Yüzen pazarlar, nehir ve kanallar boyunca kurulan, geleneksel ahşap teknelerle dolu bir alışveriş ortamı sunuyor.


Bangkok’un Ardında Bıraktıkları

 Asya’nın kalbinde yer alan bu dinamik şehir, bana sadece turistik anılar değil, aynı zamanda sıcak insan ilişkileri, kültürel çeşitlilik ve doğallığın iç içe geçtiği bir deneyim sundu. Seyahatimde tanıştığım insanlar, birlikte çalıştığım seyyar satıcılar ve yağmur altında çiçek kolyeler yaparken hissettiğim huzur, Tayland’ı benim için unutulmaz kıldı.



Bütün anıları geride bırakırken, sadece valizimde hediyelik eşyalar değil, kalbimde bu güzelliklerle dolu bir hazine taşıyordum. Eğer bir gün yolunuz buraya düşerse, sadece turistik yerleri değil, şehrin derinliklerindeki bu sıcak insan hikayelerini keşfetmeye de zaman ayırın.

Singapur

Modern Bir Vaha

Hindistan’ın renkli kaosunu, Ganj Nehri kıyısındaki mistik ritüelleri ve Hong Kong’un neon ışıklarıyla dolu enerjik sokaklarını geride bırakarak Singapur’a adım attım. Her seyahat bir yolculuk; Hindistan’ın kadim geleneklerinden sonra Hong Kong’un modern yüzü beni şaşırtmıştı. Fakat Singapur, bu ikisinin tam ortasında, geçmişin zengin kültür mirasıyla geleceğin teknolojik olanaklarını ustaca harmanlamış bir şehir olarak karşıma çıktı.



Singapur Changi Havalimanı: Dünyanın En İyi Havalimanlarından Biri

Daha Singapur’a ayak basar basmaz, dünyanın en ünlü havalimanlarından biri olan Changi Havalimanı beni karşıladı. Sıradan bir havalimanından çok daha fazlası olan Changi, adeta bir eğlence merkezi gibi. İçeriye girdiğim andan itibaren dev akvaryumlar, Jewel Changi olarak bilinen muazzam cam kubbe ve içindeki devasa Rain Vortex Şelalesi ile büyülendim. Şelalenin etrafını çevreleyen yemyeşil bahçeler, bir ormanda yürüyormuşsunuz hissi bıraktı.



Changi Havalimanı’nda her şey detaylı bir şekilde düşünülmüş; bir havalimanından çok, bir yaşam alanı gibi tasarlanmış. Geçen zamanın nasıl aktığını fark etmiyorsunuz; ister butik mağazalarda alışveriş yapın, ister yüzlerce bitkiyle dolu yürüyüş parkurlarında dolaşın ya da ücretsiz sinema salonunda bir film izleyin. Singapur’a daha ayak basar basmaz, ülkenin modern ve zarif yüzüyle tanışmak harika bir başlangıç oldu.

Temizlik ve Düzenin Şehri

Singapur Changi Havalimanı'ndan çıkar çıkmaz, şehrin tertemiz ve düzenli atmosferi hemen göze çarpıyor. Hindistan’ın kaotik sokaklarından ve Hong Kong’un yoğun trafiğinden sonra, Singapur’un bu sistematik yapısı adeta bir nefes alma alanı sundu. Tüm şehir, yüksek binaları, yemyeşil parkları ve modern altyapısıyla adeta geleceğe açılan bir kapı gibi.

                 

Bloomberg HT Ziyareti: İş Dünyasının Kalbine Yolculuk

Buraya seyahatimin bir kısmını iş dünyasıyla iç içe geçirdim. Uzun zamandır merak ettiğim Bloomberg HT’nin Singapur ofisini ziyaret etme şansı buldum. Binaya adım attığımda, uluslararası iş dünyasının kalbinde olduğumu hissettim. Modern tasarımı ve yüksek teknolojiyle donatılmış ofisleri ile, şehrin finans merkezi olan Marina Bay Sands bölgesinde yer alıyor.

Singapur’un finansal gücünü ve ekonomisinin dinamiklerini daha iyi anlamak için burada birkaç finans analisti ile sohbet ettim.


Kapsül Otel Deneyimi: Farklı Bir Konaklama Macerası



Singapur’daki konaklamamı sıradan oteller yerine biraz farklı kılmak istedim ve kapsül otellerden birinde rezervasyon yaptırdım. Minimalizmi ve fonksiyonelliği mükemmel şekilde birleştiren konaklama yerleri. Küçük bir alanda her şeyin düşünülmüş olması beni şaşırttı

konforlu bir yatak, mini bir masa, prizler ve aydınlatmalar... Kapsülün içindeyken kendimi adeta bir uzay gemisinin kabinindeymiş gibi hissettim. İlk başta dar alan endişe verici olsa da, gece olduğunda ise huzurlu atmosferi sayesinde oldukça iyi bir uyku çektim.



Singapur’da Dini Ritüeller: Çok Kültürlü Bir Harmoni

Singapur, farklı dinlerin ve kültürlerin uyum içinde bir arada yaşadığı bir ülke olarak tanınıyor. Şehirde gezerken, Buddhist tapınakları, Hindu mabetleri, İslami camiler ve Hristiyan kiliseleri neredeyse yan yana görebilirsiniz. Özellikle Chinatown’daki Buddha Tooth Relic Temple, Budist rahiplerin düzenlediği meditasyon seansları ve tütsü dolu ritüellerle mistik bir atmosfer sunuyor.



 Hindular ise Sri Mariamman Tapınağı’nda günlük ibadetlerini renkli çiçek çelenkleri ve tütsüler eşliğinde gerçekleştiriyorlar. Singapur’da dini ritüeller, sadece inananlar için değil, ziyaretçiler için de maneviyat dolu bir deneyim sunuyor. Özellikle Deepavali ve Vesak Günü gibi festivallerde sokaklar, ritüeller ve kutlamalarla canlanarak, kentin zengin kültürel dokusunu gözler önüne seriyor.



Singapur’un Sokakları: Kültürlerin Harmanı

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kendimi Little India ve Chinatown gibi etnik bölgelerde buldum. Singapur, çok kültürlü yapısıyla bilinir ve bu bölgeler, şehrin çeşitliliğini en iyi yansıtan yerlerden. Little India’nın renkli sokakları ve baharat kokuları arasında dolaşırken Hindistan’daki günlerimi hatırladım. Ardından Chinatown'a geçtim. Burası, geleneksel Çin kültürünün modern şehirle nasıl harmanlandığını gösteren harika bir yer.

Marina Bay Sands ve Gardens by the Bay: Geleceğin Şehrine Yolculuk

Öğleden sonra, Singapur’un sembollerinden biri haline gelen Marina Bay Sands oteline yöneldim. Otelin üç devasa kulesi ve üzerindeki gemi şeklindeki terası, şehrin siluetini süslüyor. Burada şehrin en iyi manzarasını izleyebileceğiniz SkyPark’a çıkıp, sonsuzluk havuzunda yüzen insanları seyrettim. Sonrasında Gardens by the Bay'e yürüdüm; burada, dev yapay ağaçların yer aldığı Super Tree Grove’da gece ışık gösterisi izlemek eşsiz bir deneyimdi.

Hawker Centers: Singapur’un Sokak Yemekleri

                                   

Singapur’un sokak lezzetlerini keşfetmeden dönmek olmazdı. Hawker Centers denilen açık hava yemek pazarları, yerel halkın ve turistlerin favorisi. Özellikle Maxwell Road Hawker Centre'da Chicken Rice gibi Singapur’un meşhur yemeklerini denedim. Farklı kültürlerin mutfaklarının harmanlandığı bu merkezler, Singapur’un gerçek ruhunu hissetmenizi sağlıyor.

Clarke Quay ve Nehir Kenarında Yürüyüş

Geceyi, nehir kenarında yer alan Clarke Quay bölgesinde geçirdim. Renkli ışıklarla aydınlatılmış barlar ve restoranlarla dolu bu bölge, nehir boyunca yürüyüş yapmak için mükemmel bir yer. Sokak müzisyenleri, dansçılar ve gösterilerle dolu Clarke Quay, şehrin geceleri de ne kadar canlı olduğunu gösteriyor.

Geriye Kalanlar

Singapur, yalnızca gökdelenleri ve teknolojik gelişmişliğiyle değil, sokaklarındaki hayatla, halkın sıcaklığı ve farklı kültürlerin iç içe geçtiği yapısıyla beni kendine hayran bıraktı. Hong Kong’un dinamizmi ve Hindistan’ın mistik havasından sonra buranın, düzeni ve modernliği ile beni adeta büyüledi.


                                    

Her anı dolu dolu geçen bu seyahat, hem kültürel zenginlikleri hem de modern dünyanın sunduğu fırsatları keşfetmek için mükemmel bir deneyimdi. Eğer bir gün yolunuz Singapur’a düşerse, yalnızca turistik noktalarla yetinmeyin Sokakların derinliklerine dalın, insanlarla tanışın ve şehrin ruhunu hissetmeye çalışın. 







Hong Kong



 Hindistan’dan Sonra Bir Başka Dünyanın Kapısında

Hindistan’ın renkli kaosunu ardımda bırakıp, yepyeni bir macera için Hong Kong’a adım attım. Hindistan’ın kadim ritüelleri ve mistik havasından sonra, Hong Kong’un modern ve enerjik sokaklarına geçmek, adeta bir zaman makinesinden geçip geleceğe varmak gibiydi. Bu şehir, gökdelenlerin arasındaki dar sokaklarda, teknolojinin ve geleneklerin bir arada dans ettiği, hiç durmayan bir enerjiye sahip.




Uçaktan indiğim anda, Hong Kong’un tertemiz caddeleri, düzenli trafik akışı ve yüksek binaları ile farklı bir dünyanın içinde buldum kendimi. Şehir adeta 24 saat uyanık. Neon ışıklarının aydınlattığı sokaklar, gece gündüz fark etmeden yaşayan bir metropol havasında. Sokaklardan yükselen tütsü kokuları, hızla yürüyen iş insanları ve köşe başlarında yemek yiyen insanlar… Her şey bir arada ama bir o kadar da düzenli.

Sokağa Çıkıp Şehrin Nabzını Tuttum

Bu sefer, Hong Kong’u daha yakından tanımak için sokağa çıkıp, yerel halkla tanışmaya karar verdim. Nathan Road boyunca yürürken, her köşe başında bir hikâye saklıydı. Bir süre sonra, elimde kamera ile kalabalığa karıştım ve kısa röportajlar yapmaya başladım. Şehrin ritmini anlamanın en iyi yolu, insanları dinlemekti.


Kafelerde ve Sokaklarda İnsanlarla Sohbet

İlk röportajımı, köşedeki küçük bir çay evinde tanıştığım, yıllardır Hong Kong’da yaşayan Wong ile yaptım. O, bana şehrin geçmişten bugüne nasıl değiştiğini ve eski mahallelerin yerini lüks apartmanların aldığını anlattı. Gözlerindeki hafif hüzün, modernleşmenin bir bedeli olduğunun işareti gibiydi.


Bir sonraki durak, Central Market oldu. Sokak yemekleri arasında dolaşırken, baharatlı kokular ve buhar yükselen tencerelerin arasında kayboldum. Bir satıcıya yaklaşıp, dim sum hakkında sorular sormaya başladım. Orta yaşlı satıcı, büyük bir gülümsemeyle kendi tariflerini paylaştı hatta bir pastaa yapım atölyesine bile katıldım. Hong Kong’da sokak yemekleri, sadece bir beslenme aracı değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın da parçası.

Rıhtımda Güneşin Batışını İzlemek

Akşam saatlerine doğru, Victoria Harbour kıyısına indim. Burada, gün batımının altın rengine bürünen gökdelenler ve şehrin silueti muhteşem bir manzara sunuyordu. Hemen yanımda bir grup genç, ellerinde gitarlarıyla şarkılar söylüyordu. Yanlarına yaklaşıp sohbet ettiğimde, onların Hong Kong’un stresli yaşamından kaçmak için her akşam burada toplandıklarını öğrendim. Müzik, onların şehir hayatındaki yoğunluğu unutma yolu olmuştu.


Şehirde Yalnız Gece Yürüyüşü

Geceye doğru, Hong Kong’un en canlı bölgelerinden biri olan Mong Kok’a yöneldim. Burası, kalabalık pazarları, neon ışıkları ve sokak satıcılarıyla tam anlamıyla bir kargaşanın içindeydi. Ama bu kargaşa, Hindistan’daki gibi değil; daha çok, organize bir karmaşa gibiydi. Ladies’ Market'te dolaşırken, pazarlık yapan insanlar, tezgâhlarda sergilenen rengârenk ürünler ve sokak sanatçıları arasında kendimi kaybettim.



Sonunda, kalabalıktan biraz uzaklaşıp bir ara sokakta küçük bir noodle dükkanına girdim. İçeride oturan yaşlı bir adamla sohbet etmeye başladım. Bana Hong Kong’un değişen yüzünden, gençlerin geleceğe dair umutlarından ve politik durumlardan bahsetti. Bu sohbet, şehrin sadece dışarıdan görülen yüzünün ötesinde, derinlemesine bir hikaye barındırdığını anlamamı sağladı.

Bende Bıraktıkları

Hong Kong, Hindistan’dan sonra tam bir kültür şoku gibiydi. İki ülke arasındaki tezat, bana dünyanın ne kadar çeşitli ve zengin olduğunu bir kez daha hatırlattı. Hindistan’da içsel bir yolculuğa çıkarken, bu modern dünyanın karmaşasında insanların hikayelerine dokundum.



Yalnızca modern binaları ve teknolojisi ile değil; sokaklarında, kafelerinde, pazarlarında yaşayan insanların hikayeleriyle de büyüleyici bir şehir. Eğer yolunuz buraya düşerse, sadece gökdelenlerin arasına dalmayın; sokak aralarında da kaybolun, insanlarla sohbet edin ve bu şehrin gerçek ruhunu keşfedin çünkü Hong Kong, kendini tanımaya cesaret edenlere çok daha fazlasını sunuyor.Ayrıca gittiğim her ülkede olduğu gibi burada da cami ziyareti yapmayı ihmal etmedim.

Hindistan

            


Her şey o uzun uçuşun ardından Hindistan'ın büyüleyici topraklarına ayak basmamla başladı. Delhi'nin kaotik ve renkli atmosferi, daha havalimanından çıkarken beni içine çekmişti. Sokaklarda yankılanan klakson sesleri, rengarenk sarilere bürünmüş kadınlar, baharat kokuları… Bu topraklar, ilk bakışta bile size hayatın burada nasıl coşkuyla aktığını hissettiriyor.

Gelmeden önce çokça duyduğum olumsuz yorumlara aldırış etmeden kendimi akışa bırakıyorum



Delhi: Geçmişin ve Geleceğin Harmanı

Delhi'nin sokaklarında dolaşırken, binlerce yıllık tarihin modern yapılarla nasıl iç içe geçtiğini gördüm. Eski ve yeni, yan yana duruyordu. Kızıl Kale'nin ihtişamını ve Humayun Türbesi'nin huzur veren bahçelerini keşfettikten sonra, Chandni Chowk'un daracık sokaklarında kayboldum. Her köşede farklı bir tat, farklı bir ses vardı. Yol kenarında satılan taze meyve suları, baharatlı sokak yemekleri ve rengarenk dükkânlar arasında zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile.



Varanasi: Ganj Nehri'nin Sihri

Delhi'den sonraki durağım, Hindistan'ın ruhani başkenti olarak bilinen Varanasi oldu. Ganj Nehri kıyısına varmak, adeta zaman yolculuğuna çıkmak gibiydi. Bu antik şehir, sabahın erken saatlerinden itibaren ritüellerle uyanıyor. Ganj'ın serin sularında yıkanan insanlar, gün doğumunu selamlayan dualar ve tütsülerin büyüleyici kokusu, ruhumu adeta sarhoş etti.



Bir sabah, nehrin kenarındaki ghat'larda (basamaklı kıyılar) düzenlenen ritüellere katılma fırsatı yakaladım. Beyaz giysilere bürünmüş rahipler, ellerinde tütsü ve meşalelerle Ganj'ı kutsarken, nehrin yüzeyinde yüzen çiçek yaprakları büyüleyici bir manzara oluşturuyordu. O an, kendimi hayatın ve ölümün iç içe geçtiği bir seremoninin tam ortasında buldum.

 Varanasi'nin mistik atmosferinde, Ganj Nehri kıyısındaki Manikarnika Ghat ve Harishchandra Ghat gibi yerler, sadece kutsal ritüellerle değil, aynı zamanda hayatın ve ölümün doğal döngüsüyle de iç içe. Nehrin kıyısında gezinirken, bir yanda dua eden rahiplerin mantraları ve tütsü kokuları eşliğinde ruhani bir huzur bulurken, bir yandan da ölü yakım törenlerinin sessiz tanığı oluyorsunuz.




Ghat'ların hemen arkasında, bir grup adamın odun kırarak ölü yakım törenleri için hazırlık yaptığını gördüm. Ellerinde baltalarla ritmik bir şekilde odunları parçalıyorlardı. Yüzlerinde bir yorgunluk ya da hüzün yoktu; adeta yılların alıştırdığı bir kabullenişle, hayatın sona eren döngüsünü tamamlama görevini yerine getiriyorlardı. Bu insanların çoğu, nesillerdir bu işi yaparak geçimlerini sağlıyorlar; ölümü bu kadar yakından tanımış olmalarına rağmen, yaşamın doğal akışını kabul etmiş gibilerdi.


                             


Bir başka köşede, odunların düzgünce yığılmasıyla hazırlanan yakma yerlerinin önünde, aileler son vedalarını ederken, Ganj'ın serin suları alevlerin yansımasıyla parıldıyordu. Bu sahneler, Hindistan'ın hayata ve ölüme bakış açısının derinliği hakkında çok şey anlatıyor. Burada, ölüm bile bir son değil; bir geçiş, yeniden doğuşun başlangıcı olarak görülüyor.


                                     


Agra: Tac Mahal'in Görkemi

Varanasi'deki ruhani deneyimden sonra, Hindistan'ın en ikonik yapısına, Tac Mahal'e doğru yola çıktım. Agra'ya ulaşır ulaşmaz, tüm yollar sizi Tac Mahal'in büyüsüne çeker. Sabahın ilk ışıklarıyla beyaz mermerin üzerinde dans eden yumuşak pembe ve altın tonlarındaki yansımaları izlemek, tarif edilemez bir duygu. Bu şaheser, sadece bir anıt değil; aşkın, sadakatin ve zamana meydan okuyan güzelliğin sembolü.




Tac Mahal'in bahçelerinde dolaşırken, Şah Cihan'ın sevgili eşi Mümtaz Mahal için inşa ettiği bu yapının ardındaki derin aşk hikâyesini düşündüm. Her taşında ve her detayında, ölümsüz bir sevdanın izlerini hissedebiliyorsunuz. Orada, o an, kendimi zamansız bir masalın içinde gibi hissettim.




Mumbai: Kaosun İçinde Saklı Huzur

Yolculuğumda son durağım, eve dönmeden önceye bıraktığım ve Tayland'dan geçtiğim Hindistan'ın batı sahilinde yer alan Mumbai oldu. Bu şehir, hiç uyumayan enerjisi ve kendine özgü karakteriyle, sizi ilk andan itibaren büyülüyor. Marine Drive'da yürüyüş yaparken, okyanusun sonsuz maviliğine dalmak tüm yorgunluğumu alıp götürdü. Şehirdeki Bollywood havası, her sokakta ve her köşede kendini hissettiriyor; şık kafeler, sokak sanatçıları ve hareketli gece hayatı ile bambaşka bir dünya sunuyor.




Ancak Mumbai'nin gerçek ruhunu anlamak için, sokak lezzetlerini tatmadan ve Dhobi Ghat gibi tarihi alanları keşfetmeden ayrılmak olmazdı. Sokaklarda satılan vada pav (baharatlı patates köftesi) ve taze kesilmiş mango dilimleri, damağımda unutulmaz tatlar bıraktı.

                                        


 Bende Bıraktıkları

Bu yolculuk, yalnızca fiziksel bir keşif değil, aynı zamanda ruhsal bir arınma gibiydi. Hindistan, kaotik ve karmaşık yüzeyinin altında, derin bir bilgelik ve huzur barındırıyor. Ganj Nehri'nin kutsal sularında hissettiğim dinginlik, Tac Mahal'in ihtişamında bulduğum aşkın izleri ve Mumbai'nin enerjisinde kaybolan yorgunluğum… Her anı, hayatım boyunca hatırlayacağım bir serüvenin parçalarıydı.

Ayrıca Varanasi'de yardıma muhtaç ailelerin çocuklarının gittiği okulda yaptığım kısa konuşma hem çocuklar hem de benim için çok motive ediciydi.


Hindistan, ne kadar anlatırsam anlatayım, yaşanmadan anlaşılamayacak bir ülke. Her köşesinde sizi bekleyen bir sürpriz, her sokak arasında keşfedilmeyi bekleyen bir hikâye var. Eğer siz de bu büyülü ülkeye bir yolculuk planlıyorsanız, kendinizi akışa bırakın ve her anın tadını çıkarın. Çünkü Hindistan, kalbinizin derinliklerinde iz bırakacak bir yolculuk vaat ediyor.

                               

                           







8 Nisan 2023 Cumartesi

MISIR

 


Aylar önce ailecek gitmeyi planladığımız bu rota özellikle 6 yaşındaki oğlumuzu çok heycanlandırmış,  haftalar öncesinden herkesi haberdar etmesine ve bu büyük medeniyete dair araştırmalar yapmasına neden olmuştu.Bu tatil için aralık ayını seçmemizin en büyük sebebiyse ülkemizde soğuk hava hakimken bizim yüzebilecek olmamızdı : )

Her ne kadar çok beklememiş olsak da İstanbul aktarmalı uçuşumuz ve sabaha karşı ElSharm'a varmış olmamız biraz yorucu gelse de deneyimleyeceğimiz şeylerinm heycanı bu yorgunluğu şimdiden unutturmuştu.

İlk defa bir tur acentasıyla seyahat edecektik Daha önceki senelerde kendi rotamızı konaklayacağımız yerleri ve kalan detayları kendimiz belirler ve kendimizi akışa bırakırdık.Bunun insana çok şey kattığını düşünenlerdenim Motive araştırma sürecindeki heycan ve merak duygusu da cabası.Ancak bu sefer durum biraz daha farklı olacaktı.



Acentamızın otele yerleşme sürecinde sorduğu katılmak istediğimiz aktiviteleri zaten aylar öncesinden belirlemiş, karar kılmıştık Buraya kadar gelip Kızıldeniz marcanlarını görmemek Bedevilere misafir olmamak ve denizaltı turuna katılmamak ve eşsiz müzeleri tarihi yapıları görmemek olmazdı.



İlk gün gerçekleştirdiğimiz şehir turunda rehberimiz Muhammed ülke kültürüyle ilgili bilgilendirmelerinin ardından denizaltıyla gerçekleşecek turumuza katılıyoruz .Kızıldenizin tuzlu olduğunu düşündüğümde aslında karşılaştığım manzara beni fazlasıyla tatmın ediyor gördüklerim yeterli geliyordu.



Otelimize dönüş yolunda yeni gezgin arkadaşlar edinmiştik bile! Yoğun iş temposundan kaçanlar, ailesini alıp birkaç günlük tatili fırsat bilenler hem iş hem tatil yapmak isteyenler Yine yeni dostlar edineceğimiz şimdiden belliydi.Ertesi gün eşimin kızıldenizde dalacak olması sebebiyle araştırmalara koyulacaktık ama öncesinde otelde misafirlerle plaj voleybolu zamanı!


Ertesi sbah erken saatlerde çıktığımız yolculuğumuzda bizi alan teknemizde hizmet gerçekten kusursuzdu.Öğleden sonra ise dalış yapmak isteyen gruba tercümanlık yapma görevi bana aitti : ) 
Eşim beklediği sürenin altında dönmüş olsada denizden çıkarken deneyiminden memnundu...


Daha önce Katar'da arkadaşım Emre ile katıldığım safariyi ve tanıştığımız bedevileri düşündüğümde 
bu bölgede ona benzer bir deneyim yaşamayı beklemiyordum Ancak kullandığımız jeep ve katıldığımız grubun heycanı birkaç saat sonra misafir olacağımız bedevi aileleriyle zirve yapacak, dönüş yolunda ise çoktan karanlık çökmüş olacaktı.


Bütün bu aktiviteleri geldiğimiz ilk günlerde bitirmeyi hedefliyorduk ki sonrasında kalan kısıtlı zamanımızda benim yapmaktan büyük keyif aldığım şehir hayatına karışma kültüre dokunma etabına geçebilelim.
Elbette çocuğunuzla seyahat ederken birtakım şeyleri bu duruma uygun organize etmeniz gerekiyor bizde öyle yaptık mümkün olduğunca yormamaya süreci omnun konforuna ayak uydurmaya çalıştık.




Bütün bu koşturmaca da okulları mekanları esnafı da gezmeyı bilgiler almayı hatta mini de bir söyleşiye katılmayı ihmal etmedim Bu noktada dil bilmeniz gerçekten önemli.




Ülkenin ekonomik durumu yaşam standartları faaliyet gösteren meslekler iş olanakları kültürü genç kuşağın düşünceleri esnafın durumu gibi birçok başlıkta bilgiler ediniyor her gittiğim ortamda yeni arkadaşlıklar kurmaya çalışıyordum Elbette sosyal medyadan takipleşmeler de unutulmuyordu : ))) Bu noktada seneler geçse bile iletişimde kalmayı becerenlerdenim...




Koskoca bir 7 günü geride bırakırken ilerde dosluğa dönüşecek kurulmuş yeni arkadaşlıklar
edinilmiş güzel deneyimler, unutumayan heycanlar bırakıyorduk geride


YENİ ROTALARA GÜZELLİKLERLE...




































Tayland

  Bangkok’un Renkli ve Canlı Dünyasına Yolculuk Singapur’un modern yüzünü ve Changi Havalimanı'nın etkileyici atmosferini arkamda bıraka...